KUVAYİ MİLLİYE İZMİR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KUVAYİ MİLLİYE İZMİR

YENİDEN KUVAYİ MİLLİYE RUHU hareketine gönül veren destekçilerin paylaşım platformu gönüllü grubudur
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:21 pm

DTP’nin ihanet senaryosu

15.11.2008
METİN ÖZKAN


BU ülkenin ekmeğini yiyeceksiniz Bu ülke vatandaşlarının vergilerinden maaşınızı alacaksınız
Bu ülkenin havasını soluyup, engin hoşgörüsünden yararlanacaksınız
Bu ülkenin demokrasisinden pay alarak, bağımsızlığın sembolü Meclis’ine gireceksiniz
Sonra da “demokratik hak” diyerek, “bölücüye arka çıkıp”, oylarına talip olduğunuz vatandaşları katleden ve askerimizi şehit düşüren teröristler ile İmralı’daki elebaşına bağlılık bildirip, hizmetkarlığa soyunacaksınız.
Ayıptır ayıp...
Bu ülke size, Cumhurbaşkanı, Başbakan, ordu komutanı olma yolunu sonuna kadar açarken sizler sözde “özgürlük” adına, dağdaki ihanet şebekesi ile bir olup ülkeyi bölmeye çalışıyorsunuz.
Bu mudur sizin DTP olarak tek icraatınız?
Sahi icraat demişken, Allah aşkına sizin başka bir icraatınız var mı?
Başta Genel Başkanınız olmak üzere, vatandaşların sıkıntısıyla ilgili kaç demeciniz oldu?
Bölge milletvekilleri olarak ülke yararına kaç kanun teklifi verdiniz?
Bölücü talepleri dillendirmenin dışıda vatandaş sizin hangi icraatınıza şahit oldu?
Sorarım sizlere, Meclis’e girdiğiniz günden bu yana, gerilimden başka ürettiğiniz başka bir açılımınız oldu da biz mi duymadık veya yazmadık?
Çünkü, yok.
Göremedik de!...
Yönettiğiniz belediyelere, diğer belediyelerden daha mı az imkan veriliyor?
Hayır!
Seçim dönemi geldi, çattı.
Yaptıkları unutulmayacak!
Mevcut belediye başkanları, inşa ettikleri köprülerini, yollarını, parklarını ve sosyal donatılarını anlatırken, partinize ait belediye başkanlarından hiçbir icraat duymuyoruz.
Bir kez daha soruyorum; kandan beslenip, bölücülükten nemalanma dışında ne verdiniz bu ülkeye?
Sevgili okurlarım;
Kadın ve çocukları kendisine kalkan yapıp ülkenin polisine, askerine taş ve kurşun atanlara “hak arıyorlar” savunması yapanları sizce unutmak mümkün mü?
Bölücülerin borazanı ROJ TV susturulmaya çalışılırken, Avrupa’ya mektup yazan yardakçıları sizce unutmak mümkün mü?
Unutmak mümkün mü, PKK teröristlerinin anne kucağında alnından vurduğu kundaktaki bebeği?
Ve unutmak mümkün mü, kardeşçe bu ülkede yaşayanları görmezden gelip, teröriste ‘kardeşimiz’, elebaşlarına ‘liderimiz’ diyen DTP’lileri?
Unutmadık ve unutmuyoruz.
Unutmadığımız bir başka gerçek ise bunların tek icraatının bölücülük olduğu.
İşte son senaryoları!
ONLAR değil mi, teröristbaşının durumunu bahane ederek şehirleri yakıp yıkmaya çalışanlara sahip çıkan?
Onlar değil mi, 35 bin insanın ölümünden sorumlu eli kanlı katili, sözde “özgürlük savaşçısı” gibi gösterip, “fikir suçlusu” kılığına sokmaya çalışan?
Onlar değil mi, seçimleri kaybedeceğim korkusuyla bu ülkenin kardeşliğini dinamitlemeye uğraşan?
Evet, seçimlere 5 ay kaldı!
Bu ülkenin insanına anlatacakları hiçbir icraatları olmayınca, yine bölücülüğe sarıldı malum parti.
Önce İmralı mahkumunun durumunu bahane ederek kentleri karıştırmaya kalktılar...
Şimdi ise Aysel Tuğluk’un önergesiyle bölücübaşına “ev hapsi”ni gündeme getirmeye çalışıyorlar.
Sonra tek bir amaçları var; o da, ülkede yeni bir “af” tartışması başlatmak.
Kimin için?
İmralı mahkumu teröristbaşı için...
Planları hep aynı.
Kış gelmişken, kanlı teröristleri kurtarmak için sözde “ateşkes” çağrıları yapacaklar.
Sonra da bunları “icraat ve çaba” olarak gösterip, yalancı tüccarlığa soyunacaklar.
Neden?
Halkı kandırmak için...
Anayasa Mahkemesi’nde süren davaları için “kapatma” kararı çıkarsa, mağduru oynayacaklar.
Kapatma kararı çıkmazsa, bu kez iyice azacaklar.
Emin olun yazdıklarım dışında ne başka hesapları ne de başka bir icraatı var bunların...

,Halka ve olaylara Tercuman G.Z.T. si
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Geri: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:48 pm

HELE ŞÜKÜR!

BİRİLERİ BU MİLLETİN DERDİNE "TERCÜMAN OLMUŞ" SONUNDA...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Geri: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 11:16 pm

14 Kasım 2008 Cuma 12:08 Net Haber

DTP'li Belediye Başkanı ve milletvekilinin katıldığı toplantıda skandal sözler: '****** yaşasaydı yargılanırdı'

DTP'li Başkan Abdil ve DTP Tunceli Milletvekili Halis'in de yer aldığı toplantısında bir profesör akıl almaz iddialar savurdu.
Zaman Gazetesi'nde bugün Selçuk Gültaşlı imzası ile yayınlanan habere göre, Abdil, Tunceli'de hükümetin yolları yaptığını anlattı. Ancak bu yolların yapım amacını Dersim katliamına bağladı. 1930'lu yıllarda gerçekleştirilen Dersim harekâtının tekrarlanmak istendiğini iddia eden Abdil, daha sonra sözü PKK'ya getirdi. Teröristler için 'gerilla' diyen Tunceli Belediye Başkanı, şehirdeki güvenlik uygulamalarından yakındı. Abdil, kentin girişi ve çıkışında çok sayıda kontrol noktası olduğunu ve sanki başka bir ülkeye girildiğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'nda yapılan 'Dersim soykırımı' konferansı için Brüksel'de bulunan Abdil'e, DTP milletvekilleri Şerafettin Halis ve Aysel Tuğluk eşlik etti. Diyarbakır Milletvekili Tuğluk, "Üstümüzden ordular geçti." derken, Tunceli Milletvekili Halis, Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını iddia etti.

Avrupa Parlamentosu'nda ilk kez yapılan "Dersim soykırımı" isimli konferansa katılmak üzere Brüksel'e gelen Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, burada skandal iddialarda bulundu. Belediye Başkanı Abdil, AP Milletvekili Feleknas Uca ve DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Terör örgütü PKK üyeleri için "gerilla" ifadesini kullanan Tunceli Belediye Başkanı, iki vatandaşın asker tarafından tarandığını, Hasan Şahin isimli bir vatandaşın sırf bir PKK "gerillası" babası olduğu için öldürüldüğünü iddia etti. Kentin girişi ve çıkışında çok sayıda kontrol noktası olduğunu ve sanki başka bir ülkeye girildiğini ifade ederek, kendi makam aracının da asker tarafından sık sık durdurulduğunu söyledi. Telefonlarının dinlendiğini iddia eden Abdil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerin barış çağrılarına olumlu cevap vermediği için bölgeye ziyaretinde olumlu karşılanmadığını öne sürdü. Belediye Başkanı, konferansta yaptığı konuşmada ise terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki baskıların kaldırılmasını ve barış önerisinin kabul edilmesini istedi.

'****** yaşasaydı yargılanırdı'

İki DTP'li milletvekili ile Tunceli Belediye Başkanı'nın katıldığı toplantıdaki yabancı konuşmacılar da şok iddialarda bulundu. Prof. Dr. Ronald Mönch, Dersim'de yaşananların 'insanlık suçu' olduğunu savunarak, ****** ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkililer için, "Yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi." dedi. Taşnaklara yakınlığı ile bilinen Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Çoboyan da konferansta yaptığı konuşmada, tartışılacak iddialarda bulundu. Çoboyan, "Dersim kızılbaşlığının, paganlık, Hıristiyanlık ve Alevilik karışımı" olduğunu iddia etti. Çoboyan, Osmanlı döneminde çok sayıda Ermeni'nin Dersim'e gelerek dinlerini değiştirdiklerini kaydetti. Toplantı sonrası kabul edilen sonuç bildirgesinde Dersim olayları "soykırım" olarak nitelendirildi ve Türkiye'nin "soykırım" mağdurlarına tazminat ödemesi, idam edilen isyanın lideri Seyit Rıza'nın mezarının tespit edilmesi, "soykırıma" ilişkin AB üyeleri, ABD ve Rusya'nın arşivlerini açması gibi talepler sıra

Nrettin'in Notu: Acı olan bir şey varki bu haberi bir kaç televizyon kanlı haricinde yayınlayan yok İnternetteki Ulusal Gazetlerin internet sitelerinde hiç yok yazıklar olsun Hükümetten ve dış islerinden hiç bir yetkilisinden de su ana kadar hiç ses seda yok!
"Bunlar soy özürlü, şeref özürlü haysiyet ve ahlak özürlü insanlardır.
Bu nursuz ve ahlaksızların arkasındaki güçler elbette düşman güçlerdir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: DTP'YE VE OY UĞRUNA KENDİNİ KULLANDIRAN ALEVİYİM DİYE GEÇİNENLERE CEVAP:   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimePaz Kas. 16, 2008 7:57 pm

CEM VAKFI GENEL BAŞKANI Prof. Dr. İzzettin DOĞAN CEM TV'YE ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU!


Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, usta gazeteci Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay’ın sunduğu, Cem TV’de yayınlanan Cumhuriyet’in Bekçileri adlı programa konuk oldu.

Cem Vakfı Başkanı Doğan, programda Alevilerle ilgili bilgiler verdikten sonra, Alevi mitingine neden katılmadığını ve amaçlarının neler olduğunu açıkladı.

Prof. Dr. Doğan Ankara'da yapılan Alevi mitingine değinerek: ' Alevilik İslam dışıdır diyenlerle Alevi olarak işim olmaz' dedi. Prof. Dr. Doğan ayrıca Alevilerin sorununa çözüm bulunması gerektiğine değinerek 'Eğer sorunlar çözülmezse Sünni kardeşlerimizinde katıldığı büyük bir miting yaparız' dedi.

Doğan’ın konuşması şöyle

Alevilikte farklı anlayış var. Aleviliğe hayat hakkı tanınmıyor. Bir Diyanet diktötörlüğü var.

“Alevilik 20 yıldan beri siyasi platformlarda, özellikle devlet nezdinde bugüne kadar uyarmış olmamıza rağmen, eğer Alevi yurttaşların hakkı tanınmamışsa, bu koca kitleyi kucaklamaya hazır pusuda bekleyen büyük dev güç odakları vardır” dedim.

Alevilik sadece İslami açıdan Türk kavimlerinin uyguladığı bir İslami yorum değil. Siz Alevileri dışladığınız zaman Aleviler Türkiye açısından çok önemli bir güvenlik sorunu da oluşturur. Bunu dediğimiz zaman Cemevlerinin yapılmasına izin verdiler.
Aleviliği anlatsalardı Kürt sorunu da ortadan kalkardı. Laik düzenin bozularak yerine dini esaslara dayalı bir devletin kurulmasında da caydırıcı bir rol oynardı. Neden ılımlı İslama gidiyoruz. Çünkü ılımlı İslam devlet kontrolünde.
Türkiye'de aydın geçinenler ne Türk tarihini biliyorlar, ne de akli bir temele oturtabiliyorlar. İktisadı da bilmiyorlar.

Ankara’daki Alevi Mitingi’ne katılmadınız, neden?

Ankara Mitingi'nde daha doğru bir yere gidebilmek için şimdiki söylediklerimi bir düşünsünler. Doğru mu yanlış mı?

Hocam haklısınız ama biz Sünni oyları kaybedemeyiz diyorlar. Aleviliği önce öğrenmeleri, Türkiye'de kültürel mücadeleyi kazanmadıkça Türkiye laik, demokratik bir hukuk devleti olamaz dedikçe aydınlar bunu anlamadılar. 20 yılda makale yazanların sayısı bir elin parmağını geçmez. Halep ordaysa arşın burda. Yaparlar hane araştırmasında Aleviler ne kadar çıkar, orda görürüz Alevi nüfusu kaç milyon.

Alevi Mitingi çok büyük bir rakam değil. Çok büyük rakam baharda gelecek. Halkın inanç duygularının daha çok gelişmesine ön ayak olacaksa olur. Aleviler yürüdüğü zaman Sünni kardeşlerle yürüdüğü zaman bu olacak. İktidar Alevi haklarının verilmesinde adım atmazsa yürüyüşün nasıl olacağını baharda görülecek. 40-50 bin kişinin yürüyüşü Alevi hareketinin yanında küçük bir yürüyüş olarak kalır.

Demokrasiden, laiklikten yana olanlar kalem attırmaya başladılar.

Alevilik nedir? Bundan başlayalım. Alevilik, Orta Asya'da, Maveraünnehir bölgesinde yaşayan bugünkü göçebe kavimlerdir. Onların Kuran anlayışına uygun bir biçimde kendilerini nasıl anlıyorlarsa, müziği-sazı kullanmak suretiyle, eşit bir biçimde, tabi bir halde, cem halinde, dede dediğimiz genelde halkın peygamber soyundan geldiklerinin iddia ettikleri tarafından uygulanan bir şeydir. Bir yandan Cengiz'in istilaları, bir yandan kuraklık göç ettiler. Büyük kolu Hazar'ın güneyinden, Kırım üzerinden Bulgaristan'a gelen kol var. Güneyinden gelen Aleviler'dir. Urfa ve Diyarbakır'dan ordan Tunceli'ye, Dersim'e yerleştiler. Ondan sonra yavaş yavaş İç Anadolu yöresine, Kelkit, Amasya, Tokat, Akdeniz'de Toroslar, batıda Ege'de Tahtacılar, Çepniler görürsünüz. Alevi semahlarını görürsünüz, kadın-erkek aynı şekilde. Yesi'de yapılanla 1000 yıl önce, Kaz Dağları'nda yapılan semah aynı.Ecevit'in Başbakan olduğu dönemde, hükümet olarak arıyorlardı. Rusça ve Kıpçakça yazıyor, Milliyetçi partiler var haberleri yok. Tolstoy, Dostoyoveski gibi birisi. Orta Asya menşeili yazarların yazılarının Türkçe'ye çevrilmesi ve onların tanınması için bir çalışma başlattılar. 85 kişilik bir Kazak heyeti gelecek. Acaba siz bunları misafir eder misiniz? Sünni kökenli bir dostum da Bekir Okan-Okan Üniversitesi'nin sahibi masraflarını da o yüklendi. Bunlar Ahmet Yesevi'nin torunlarından gelenlerden biri. Omuzunda bir saz var, kopuz. Bir basın toplantısı yapıldı. Basın toplantısı yapılırken o zat, yukarıda cem yapılıyormuş hocam dedi, evet dedim, müsaade eder misiniz ben oraya katılmak istiyorum dedi. Bu zat geliyor, dedeler posta oturmuş durumda, kutusundan sazı çıkarıyor, semah dönülürken içeri girmiş, semahı yönetmeye başlamış. Bu kültürün bir sürekliliği, bunu sağlayan saz. Bulgaristan'a git, aynı şeyleri görürsün. Pir Sultan, Şah Hatayi aynı şekilde söyleniyor.

12. yüzyılda Türk kavimleri Anadolu'ya girince, ilk gelenler Aleviler'dir. 13 asırdan sonra hem Baba hem Abdal çıkıyor.
Yavuz Sultan Selim’e gelelim

Dersime gidip Dersime dağılması, bunların belgeleri vardır. 1023’dür. Demek ki Malazgirt’ten önce gidenler var Anadolu’ya, daha önce girenler var. Buraya gelip konduktan sonra 2. göç hareketi başlıyor, yani Moğolların önünden kaçanlar. Horasan, Nişabur bölgesinden geliyorlar. Hacı Bektaşi Veli’nin 1207 yılında doğduğu kabul ediliyor. Başka aileler var, 1023, dalga dalga geliyorlar. 1299’da Osmanlı hanedanının öncülüğünde bir devlet kuruluyor, o dönemde devletin belkemiğini oluşturan ordunun başında Hacı Bektaşi Veli var. Mehter Marşı İttihar Terakki’nin marşlarıdır. Yeniçeri teşkilatındadır Mehteran bölüğü. Tarihçiler doğru dürüst tarihçilik yapmalı. Barboros Hayrettin Paşa, Kaptan-ı Derya’dır, Osmanlı Donanması’nın komutanıdır, bayrağında Zülfikar vardır. Sipahi ocağında (taşra ve İstanbul sipahileri) da aynı amblem var. Yeniçerilerin piri Hacı Bektaş’tir. Nasıl olur da bir ordunun piri Alevi olur. Yani Hacı Bektaşi Veli’nin soyu İmam Kazım’ın ocağından geldiği varsayılır. Osmanlı vakıflarının üçte bir geliri, bu ailelere ocaklık olarak verilirdi. Kimseye muhtaç olmasınlar, inançlarını yaşayıp, halka bilgi versinler diye. Türkiye’de Hıristiyanlık’ın en yoğun yaşandığı yer Kapadokya bölgesidir. Burada yer altı şehirleri var, yüzlerce, binlerce kilise var. Ama hiçbir tarihçi burada bir katliam yapıldığını söylemiyor, bu insanlar Müslümanlığı kabul etti. Burada Konya’da Mevlana, Kırşehir’de Hacı Bektaşi Veli hazretleri var, ikisinin de Kuran yorumu aynı. Düşmanınızı dahi insan olduğunu unutmayın diyor. Kuran yorumu insan Tanrısal zerredir, meleklerinin önünde secdeye durduğu tek kişidir. Böylesi bir insan yaklaşımı Hıristiyanları etkilemiştir. O dönemin derebeylerinin İslamı kabul etmesi ondandır, Anadolu’yu Müslümanlaştıran Alevilerdir. Osmanlı dinini değiştirmeye zorlamıyor, niye zorlamıyor? Çünkü yeni din onları kucaklıyor, bütün müminler kardeştir, inananların tümüm diyor.Yavuz Sultan Selim’den sonra Osmanlı Merkezi Hıristiyan reayanın Müslüman olması engellenmiştir. Nedeni de vergidir. Engellemeseydi bugün bütün Balkanlar Müslümanlaşmıştı. Balkan Savaşları olmazdı

Bunun geldiği nokta şu oluyor. Aleviler Müslüman mı deniliyor. El insaf yani. Balkanları Müslüman yaptık. Bu bilgileri olmadığı için Alevilik İslam dışıdır diyor. Alevilik bir inançtır, bir mezheptir. Alevilik Kuran’ı en doğru yorumlayan insanların mezhebidir. Peygamber soylarına Araplar yaşama hakkı tanımamıştır. Bunlardan kurtulanlar, Türklere sığınanlardır. II. Hasan, İsmailiyeliler Pakistan’a kaçtılar, kurtuldular. Ama büyük kesim Türklere sığınmıştır. Bunların toplu mezarları vardır. Peygamber soyunun mezarı Buhara’dadır. Semerkant’ta, Taşkent’te Kuran daha doğru yorumlanmış peygamber soyu tarafından. Türk kavimleri Arapların kendi ihtilaflarından dolayı Kuran ayetlerini kendi lehine yorumlamalarından ötürü Türk kavimleri daha özgür yorumlamış. Bugün dünyanın önünde eğildiği Fransız Profesör, beni Mevlana’nın gölgesine gömün diyor, bu kadar çelişkiler içinde olunabilir mi?

Osmanlı, Arap Sünni ideolojisinde, Vahabilik’te kendini buldu

Türkiye’de devlet Sünni bir devlet olmaya doğru giderken, yani Laik Cumhuriyet’in kuruluşunda bu yok. Şimdi bütün bunlara rağmen gelinen noktada Alevilerin kendi İslam inancını öğrenme fırsatı verilmiyor. Yasalar çıkarken Mustafa Kemal’in sağında ve solunda Hacı Bektaş postnişi ve Mevlevi postnişi vardır. ******’e en büyük gücü veren Dersim mebuslarıdır. Bunları anlayamazsan o gün oraya katılanları doğru algılayamazsın. Özellikle Avrupa’da yetişen büyük nesil, yavaş yavaş öğreniyor, Cem TV, Cem Radyo ve Habercem’le.

Yavuz’a gelelim

N’oldu Anadolu Aleviyken, n’oldu da Aleviler’e iftira atıldı, katliamlar başladı. Suç Aleviler’de değil olay Osmanlı hanedanının Türkmenleri ezme politikasından kaynaklanıyor. Doğuda Sufi olan, Akkoyunlularının yeğeni Safevi Devleti’nden Şah İsmail Anadolu’ya geliyor. Elazığ’dan vb. adam devşirip kendi ordusunu kuruyor. Türkçe konuşuyor, yiğit bir şairdir. Şah Hatai mahlası taşıyan bütün şiirler O’nundur. Şah Hatai Türk Edebiyatı’nın en büyük isimlerinden biridir. Ama aynı dönemde Yavuz, şiirlerini Farsça ve Arapça yazıyor. Ama Şah İsmail’in dediklerini Anadolu anlıyor, etkileniyor. Zaten 13 yaşında padişah oluyor ve bir Türk devleti kuruyor. Yavuz’un babası bile bu adama sağlanıyor. Bunu etkisiz kılmak için, Yavuz babasını tahttan indiriyor ve Çaldıran’da Şah İsmail’i elemine ediyor, Kıbrıs’ı fethediyor, sonra peygambere ait şeyleri getiriyor. Halifeliği getiriyor. El Ezher’den getirilen Sünni ulemalar, Bektaşi tekkelerindeki dervişleri yok ediyor. Bunu tarihcilerin anlatması lazım. Bugün Diyanet meydanı boş bulup, Alevilik İslam içi midir, dışı mıdır tartışmalarına gençleri itti.
Tarikatları öne süren kanunları çıkartmak istiyorlar. Bu Tekke ve zaviyeleri ortadan kaldıran kanuna göre tarikatlar olamaz.

Tabi tarikattan ne anladıklarına bağlı.

Niye desteklemediniz mitingi?

Bu sorunun cevabını vermek için bunları anlattım. Alevilik Anadolu’yu, Balkanlar’ı nasıl Müslümanlaştırdı? Burayı Müslümanlaştıran Alevilik. Hem Diyanet, Hem Başbakan, hem de bazı Alevi kökenli vatandaşlarımız Alevilik İslam dışıdır, başka bir şeydir diyorlar. Alevilerin Hıristiyanlığa kaydığına dair duyumlar aldı Diyanet ve tarihsel bir hata yaptığını fark etti. Şimdi neden ben desteklemedim. Şimdi Aleviliğin tarihsel süreç içerisinde güçlü olduğunu, Sünniliğin cılız olduğunu, 1500 yılından sonra Sünnilik gelişmiş, yani 600’e yakın fetva var, Alevilerin katli vaciptir diye. 1517’ye kadar Osmanlı’nın dini yoktur, seküler bir devlettir. İslam dini toplumun ahlaki esaslarını tespit eder. Onun için Akşemsettin Alevidir, babası Nabi Baba Alevidir, Bektaşidir. Rumeli Hisarı’nın inşaatı sırasında ölenler oraya gömülüyor, mezar taşlarının çoğu Bektaşi yapısında. Ama bu mezar taşları yıkılıyor. Nabi Baba’nın yakını bir tomar belgeyle geliyor, çoğu padişah tuğrası taşıyan belgeler. İstanbul Belediyesi nerdeyse cebre yakın bir şekilde burayı almak istiyor. 20 yıla yakın oldu. İsmini vermiyorum beni aradı, bize yardımcı olun dedi. Hocam dedi bu mezar taşlarının dialarını çektim dedi, Onda var bu belgeler. Yani bir ülke kendi tarihi yok ediyor. Sen hiç Sheakspeare bizden değildir, topaldır diyen bir Avrupalı gördün mü?CEVABIN DEVAMI, 2. MESAJDA


En son KANUNİ tarafından Paz Kas. 16, 2008 8:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Geri: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimePaz Kas. 16, 2008 8:01 pm

****** Türkiye'si kaldı mı?

O zaman aydınların bu olayı savunması lazım. Pir Sultan’a, Aşık Veysel’e sahip çıkması lazım, bunları Alevi İslam inancının ürünleri. ******’ün ölümünden sonra II. Dünya Savaşı var, Soğuk Savaş dönemine girmesiyle, Türkiye’nin Sovyetlerin baskısı karşısında ABD’ye sığınması ve Türkiye’ye kendi fikirlerini empoze etmesiyle karşı karşıya kaldı. Sovyetlere karşı Yeşil Kuşak-Vahhabileştirme çalışması başladı. Alevi-Sünni çatışması yoktur tarihte, bu son yıllarda nifak soktular. Çorum ve Maraş bir Alevi-Sünni çatışması değil, Sivas da aynı şekilde. Bunlar siyasi çatışmalar. Yakılan 37 kişinin 24’ü Alevi, 13’ü Sünni’dir. Şeri devletin kurulması anlayışına dayanıyor. Maraş’ta Hüseyin Doğan hayatta, çok değerli eski bir yargıç. Maraş’ın o dönemde CHP’nin Genel Yönetim Kurulu’nda bulunuyor. İçişleri Bakanı İrfan Özaydın ile Maraş’a gidiyorlar, vilayette valiyi ziyaret ederken, pencereden bakarken, bakıyorlar ki bir büyük güruh bir büyük topluluğu önüne katmış, kırbaçla bıçakla dövüyor, onlar da devlete sığınmaya geliyor. O arada İrfan Paşa Başbakan’a telefon ediyor. Olayları anlatıyor, Ecevit diyor silah kullanmayın, böyle bir olay halkı galeyana getirir diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Devletin orda aczini gösteriyor. Sivas’ta da aynı şekilde oluyor. Alevi Sünni’yi Yezid, Sünniler Alevi’yi Kızılbaş olarak görüyor. Bizim politikamız Sünniliğin Aleviliği, Aleviliğin Sünniliği tanıması esasına dayanır. Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Aydın, Yaşar Nuri Öztürk gibi ilahıyatçılarla binlerce toplantı düzenleyerek Aleviliği anlatmaya çalıştık. Alevilik İslam içinde mi dışında mı diye bir şey söylerseniz, buna hangi cevabı verirsiniz?

Aleviliğin İslam dışında olmasını anlayamam. Sen bu pozisyonda kendini savunmaya kalkıyorsun. Ancak bunu zır cahiller söyler. Ya da bunu ideolojiye alet edenler Aleviliğin bayrağını almak istiyor. Yoksa 9 Kasım’ı değerlendirirken, orada Alevilerin toplanması beni niye üzsün. Avrupa’dan birtakım kurumlardan 3-5 para almak uğruna, vatandaşları çatıştırmak isteyenlerin isteyerek ya da istemeyerek, bilerek ya da bilmeyerek buna iştirak etmeleridir. Onların da bir kısmı iştirak etmemiş. Alevilik ayrı bir dindir, Alevilik İslam dışıdır diyenlerle Alevi olarak işim olmaz, insan olarak olur. Biz Diyanet’in kaldırılmasını istiyoruz deyince, ben onu onların dediği açıdan kabul etmem. Yani Diyanet böyle gidecekse, bu olmaz. Bırakın kaldırılmasına Diyanet’in statüsün değiştirmesine hiçbir Başbakan cesaret edemez. Bu vatandaşın oylarını bu camiler yönlendiriyor. 100 bin Kuran kursu, 600 binin üzerinden İmam Hatip okulu, milyonlarca cami var, vatandaşı yönlendiriyor. Sonra bunlar seçimi nasıl kazandı soruyoruz, asıl kazanmamalarına şaşırmak gerekir. Böylesi bir olaya bir Din işleri teşkilatı hakimse hangi siyasi parti bunu kaldıralım diyebilir? Ama diyemezse Türkiye’ye ihanet edebilir. Aleviler de temsil edilebilir ama Aleviliği kabul etmedikleri için huzur bulmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bunu temsil edecek, alt-üst ilişkisi olmadan, devletin denetimi altında, yani Diyanet demokratik bir yapıya kavuşturarak ki diğer inanç kurumları bunu destekler, kurulmalıdır.

Neden Diyanet, Alevileri kabul etmiyor. Diyanet İşleri Alevileri istemiyor dediler. Bunu diyen Mesut Yılmaz, Ecevit. Bunları bana açık açık söylediler. İsterseniz size Kültür Bakanlığı’nda bir yol bulalım dediler.

İşte bazı kardeşlerimiz, Diyanet’i kaldıralım diyor, kaldırabilirseniz yanınızdayım. Hiçbir siyasi parti böylesi bir talepte bulunmuyorsa ne yapacaksın? Diyaneti A’dan Z’ye yapılandırmak gerekiyor, herkes din hizmeti alabilecek. Eğer siz bunun yapabilirseniz devlet de çok laik bir yapıya yönelecek. Sen Din işleriyle uğraş ama anayasal sınırlar içinde devlet kendi işini yapsın.

İZZETTİN DOĞAN’A ÖZEL SORU

Siz Kürt'müsünüz?

Hangi ırk, hangi milletten olursam olayım onur duyarım
. Ben Tanrısal zerreden oluştuğumuza inanan bir insanım, Tanrı hepimizi bir yaratır ama hepinizi ayrı ayrı yarattım diyor. Laz, Çerkez olmak bir marifet değil. Suç insan olmak. Hala insanları ırklarından, cinslerinden, siyasi felsefelerinden insanlar kınanıyorsa o çağların gerisinde kalmış demektir. O yüzden bizim İslam anlayışımızda ırk hiçbir anlam ifade etmiyor. Mevlana’yı, Yunus’u, hümanist filozofu, insanı yetiştiren düşünce Orta Asya’dadır. Türk ve Arap kavimlerini en çok birbirinden ayıran nokta budur. Arabistan’da kadın peçeyle ama Türk coğrafyasında kadının çarşaf içinde olanına rastlamazsın. Bu sosyolojik bir gerçek, dini değil. Bunların hepsi Müslüman mı? Kim diyebilir? Arap’ın Müslümanlık böyle olmalı demesi seni bağlamaz. Kuran insana gelmiştir, Adem’e gelmiştir, Arap’a gelmemiştir. Sizin için Kürt diyorlar, desinler ama Ben Türk’üm. Ben soyumu sopumu ön plana çıkarmıyorum. Ben herkesin ayaklarının altında yer almayı tercih ederim, Alevi Sünni önemli değil. Ben Tasavvufun ilkelerine saygılıyım. Ben Yunus, Mevlana olmak istiyorum niçin Muaviye olayım?

İnsanlar yaşamlarını buna göre düzenlerlerse üç günlük dünyada niye kavga edeceksin, sevmek varken. Şimdi bütün bunlar varken Alevilik İslam dışıdır derken, buna nasıl katılacaksın? Ama Aleviler sokağa çıkmak istiyor, talepleri var. 632 dernek ve vakıf yürüdük, tartışma oldu ama Aleviler’in istekleri belirlendi, o istekler doğrultusunda tüm siyasi partiler tüzüklerini değiştirdiler. Bir tek AKP hariç, hepsi beyanda bulundular. AKP dolaylı sözler söyleyerek bunu yapmaya çalıştı. Bunun hesabının sorulması lazım. Biz binlerce davayla hukuk yollarının tüketip iyice haklılık kazandıkça, Sünni kardeşlerimizle beraber baharda yürüyeceğiz. En büyük yürüyüş olacak, iddialıyım. Ama inşallah bu hükümet akıllanır da böyle bir yürüyüş olmaz. Alevilik siyasete alet edilmekten çıkarılıp, Kürtler’în, Sünnilerin, Alevilerin kullanacağı bir şey olmaktan çıkar.

Cemevi için yasa çıkarsa bu bir hakarettir ama oportunist davranmak lazım, artık cemevi meselesini halletmek lazım. Geriye çok önemli sorunlar kalıyor. 9 Kasım’da miting düzenleyenlerin öyle bir talebi yok. Alevi vatandaşların genel bütçeden pay alması, dedelere maaş verilmesi. Aleviler bütçeden pay almadıkça eşit yurttaş muamelesine sahip olamazlar. En önemli konulardan biri hak eşitliği. Bir kişi ibadet yerinin tayinine kendisi karar verir, bu bir ulusal hukuktur. AİHM’nin bir 9. maddesi vardır, içeriği yorumlanabilir. Divan bu yorumu 850 milyon insana yaptı. Bir insan dilediği kişiye, dilediği şekilde, dilediği yerde propaganda yapma özgürlüğünü ifade ediyor. Böyle bir karar varsa, devletin inanç tayin etme konusunda bir yetkisi yok.

Misyonerlik de yasak değil

Evet değil, onu sen tutuklayamazsın, kendi inancına güvenen kişileri yargılayamazsın. Adam gelip Hıristiyanlığı anlatır. İslam da yapıyor. Bugün en çok taraftar kazanan din İslam. İslam fukaranın dini, Marksizm’in çöküşünden sonra insanların acısını hafifletecek bir düşünce, inanç sistemi arıyorlar onu da İslam’da buluyorlar. İslam’da zengin iftar sofraları yok.

9 Kasım mitingini düzenleyenler size bölücü, Kürt dediler
Bunu onlara sormak lazım. Aleviler içinde %1 Kürt var, Benim kökenim Horasanlı. Kürtçe konuşan vardır ama Türk’tür çoğu. Az çok Aleviliği bilenlere sorun, ben Horasan’dan geliyorum der, ha Horasan’da Kürtler varsa, olabilir. Türkçe’yi biz okullarda öğrendik, önce Kürtçe’yi öğrendik. Bizim aile çevremizde önemli olan insan olmak. Kürt, Türk olmak önemli değil. Türkiye’de Kürt olayını yaratan güç şimdi de orada yaşayabilmek için Araplara karşı büyük güçlere yaranan bir topluluk haline dönüştü. Türkiye’nin 20 yıldan bu yana yanlışlarını bir tarafa itmeli. Kürtler Aleviler konusunda daha şanslı. Kürt Cumhurbaşkanı oldu. AKP’de de Kürt vekiller var, 60 küsür civarında.

DEVAMI VAR....


En son KANUNİ tarafından Perş. Kas. 20, 2008 8:10 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 7 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Geri: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimePaz Kas. 16, 2008 8:02 pm

ALEVİLER GERÇEKTEN NE İSTİYOR?.

9 Kasım mitingine çağrıldınız mı?

9 Kasım için bir çağrı almadım ama büyük ihtimalle gelmiştir. Ama desteklemedim. Bir defa Alevilik İslam dışıdır diyenlerle benim işim olmaz. Bunları saklamıyorlar. Belki onlara da saygı duyanlar vardır ama bir de tarihi gerçekler var. Alevilik İslam dışıdır derken hepimizi çocuk yerine koyuyorlar.
Kürsüde bir kavga var Sırrı Sakık’la, Sakık Alevi değil, genellikle Kürt kemsi Şafii. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

DTP’nin seçimlerde Alevi oylarını almak için bunu yaptı. Adıyaman’dan, Batman’dan ve Diyarbakır’dan otobüslerle insan geldi. Yani Kürt kardeşlerimizin Alevilerin isteklerine destek vermesi önemli ama olayı doğru yere oturtmak lazım. Mahalli seçimlere çok az bir süre kala, böyle bir şeyi düzenlemek, ben bunun hocalığını da yaptım. AB’nin ve ABD’nin böyle projeleri var. Kürtlerin ve Alevilerin ayrı bir partide birleştirilmeli.

Yani dini bir kimliği etnik bir kimlik haline getiriyorlar

Ama bu kadar basiretsiz yöneticiler bunu görmek istemediği sürece bunu görecekler.

Ama demokrasiyi ağzından düşürmeyen bir hükümetimiz var. Pekala Başbakan dese ki Sayın İzzettin Doğan, dile benden ne dilersen Aleviler için ne istersen vereceğim derse, ne istersin I. Tayyip’ten?

1.isteğim Anayasa’nın amir hükümlerin uygula derim, eşit yurttaşlık için 10. maddeyi uygula, yapman gerekeni yap derim. Aleviler çok kamil, sabırlı insanlardır. Yoksa başka bu kadar büyük bir kitle böylesi bir rejimde yaşasa ve birazcık kendine hakim olmasa çok büyük olaylar çıkar. Yani çıkıyor 3 çeçen koskoca Rusya’ya kafa tutuyor, Rusya yıkıyor, yakıyor ama dize getiremiyor. Kimse kendi ırkı, cinsi vb.den dolayı herhangi bir şeye tabi olmak istemiyor. 21. asrın büyük realitesidir. Devlet adamlarına bir önerisi var Montesqueo’nun, insanlığın gidişatını önceden görebilmek ve onu tıkayan kanalları açmanız gerekiyor ki halkın enerjisini boşa tüketmeyesiniz. 73 sene önce çitçiyi topraklandırma kanunu çıkararcaksın şimdi bocalayacaksın, şimdi siyaset adamı var devlet adamı yok.

2.İkinci isteğimiz bizim Alevi kuruluşlarla aldığımız kararlar var. Genel bütçeden pay alma, Alevi İslam anlayışının okullara girmesi, devletin sahibi olduğu radyo ve TV’lerde Sünni İslam’a tanınan vakit kadar Alevilere de vakit tanınması. Alevi dedelerinin eğitimi ve onların özlük hakkının tanınması, cemevlerinin inşaatına destek sağlanması, bir başka madde Türk kültürünü Orta Asya’dan Tuna’ya taşıyan o aletin yani sazın okullarda enstrüman olarak kabul edilmesi –edilmiyordu ama son zamanlarda kabul gördü- Keman, mandolin müzik aleti kabul ediliyordu ama saz kabul edilmiyordu. Bu Bahçeşehir’den bana gelen bir bilgiye dayandı. Saz çalıyorlar diye bizi sınıfta bırakıyorlar diye.

Davaları biz kazanırsak, bunların direnme gücü olmaz ama akıllı bir hükümet bunu yapmalı.

Alevi yurttaşlarımıza neler söyleyeceksiniz son olarak?

Yani Aleviliği bir inanç olarak yaşayalım, siyasi sonuçları olsa bile siyasi bir şey olarak görmeyelim. Hz. Ali’nin inancı olarak görelim, Sünni kardeşlerimize göre diğer bütün müminler kardeştir Kuran’a göre. Kuran’da Adem’in, insanın kendisine yollandığına göre insanlığın erişebileceği nihai noktadır. Yunus’un deyimiyle 'Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm'. Bu istikamette yaşamlarını tanzim etsinler.

İkinci mesajım da bilsinler ki eğer AKP hükümeti kendine düşen görevleri yerine getirmezse, Aleviler Sünnilerle beraber (birisinin mutluluğu öbürünün de mutluluğudur) milyonlarca insan ilkbaharda yürüyeceğiz.


Haber: Habercem
HABER LİNKİ:http://www.cemvakfi.org/
----------
Gerçek Alevi-İslam İnancına sahip vatandaşalırımızın düşüncelerini ve tarihini yansıtan Prof. Dr. İzzettin DOĞAN'a açıklamaları için, çok teşekkür ediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimize ve Milletimizin Birlik ve Bütünlüğüne sahip çıkan Kürt kökenli vatandaşlarımız gibi, Alevi-İslam İnancına sahip olan ve ÖZBE ÖZ TÜRK OLAN Alevi Vatandaşlarımız da bu kirli oyunlara gelmeyeceklerdir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! Empty
MesajKonu: Geri: Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!   Bunun bir yaptırımı olmalıdır!! I_icon_minitimePtsi Kas. 17, 2008 7:55 pm

nurettin demiş ki:
DTP’nin ihanet senaryosu

15.11.2008
METİN ÖZKAN


BU ülkenin ekmeğini yiyeceksiniz Bu ülke vatandaşlarının vergilerinden maaşınızı alacaksınız
Bu ülkenin havasını soluyup, engin hoşgörüsünden yararlanacaksınız
Bu ülkenin demokrasisinden pay alarak, bağımsızlığın sembolü Meclis’ine gireceksiniz
Sonra da “demokratik hak” diyerek, “bölücüye arka çıkıp”, oylarına talip olduğunuz vatandaşları katleden ve askerimizi şehit düşüren teröristler ile İmralı’daki elebaşına bağlılık bildirip, hizmetkarlığa soyunacaksınız.
Ayıptır ayıp...
Bu ülke size, Cumhurbaşkanı, Başbakan, ordu komutanı olma yolunu sonuna kadar açarken sizler sözde “özgürlük” adına, dağdaki ihanet şebekesi ile bir olup ülkeyi bölmeye çalışıyorsunuz.
Bu mudur sizin DTP olarak tek icraatınız?
.

,Halka ve olaylara Tercuman G.Z.T. si
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Türkiye'yi arkadan vurdular

BU köşeyi izleyenler anımsayacaklar; 'AB'den de çuval geliyor' (11.11.2008) başlıklı yazıda, Avrupa Parlamentosu'nda Kürt ve Ermeni grupların, Türkiye'ye karşı hücuma geçecekleri anlatılıyordu. Bunu bir eski parlamenter yazmıştı; bugün son gelişmelerle onun anlattıklarını dinliyoruz: "Ermeni destekli, Tunceli 1938 isyanını bahane ederek soykırım iddiasını ortaya koyan toplantı, tahmin edilenin üzerinde iftiralarla adeta bir 'isyan manifestosu' haline geldi.

Toplantıya katılan bir Alman Hukuk Profesörü Ronald Mönch (kendisinin PKK ve Öcalan'a hukuki yardım ve maddi destek faaliyetlerinde bulunduğu biliniyor), ******'ün, yaşasaydı eğer soykırım nedeniyle savaş suçlusu olarak yargılanacağı iddiasında bulunmuş. TBMM'de temsil edilen bir partinin vekilleri ve Tunceli Belediye Başkanı; Ermeni diasporası ve PKK yandaşı Avrupalılar ile birlikte hareket ederek, Avrupa Parlamentosu'nu kullanarak Türkiye'ye saldırdılar.

DTP'li vekiller ve Tunceli Belediye Başkanı, bu toplantıdan sonra TCK'nın 305. maddesinde düzenlenen 'Temel milli yararlara aykırı hareket' eylemlerinde bulundukları için ihanet içindedirler. Alman Prof. Mönch, yabancı bir ülkenin vatandaşı olarak, yurtdışında DTP'li vekiller ve Tunceli Belediye Başkanı da, TC vatandaşı olarak yurtdışında Türkiye'nin zararına suç işlemişlerdir.

TBMM Başkanlığı, suç işleyen, devletin temel yararlarına karşı komplo kuranlarla işbirliği yapan bu iki milletvekili hakkında savcılığa resen başvurarak işlem başlatmalıdır.

İçişleri Bakanlığı da, Tunceli Belediye Başkanı hakkında takibata geçmelidir.

Anayasa'nın 'Üçüncü Kısım' 'Cumhuriyetin Temel Organları' başlıklı Birinci Bölümü'nde yasama faaliyeti düzenlenmiştir. Bu bölümün milleti temsille ilgili 80. maddesi, milletvekillerinin, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil bütün milleti temsil ettikleri hükmünü düzenlemiştir. Bu milletvekilleri temel milli yararlara aykırı hareket ederek, milletin bütününü temsil etme hakkını kaybetmişlerdir. Suç işleyenlere, suçlu gibi davranıp kendi hukukunu uygulayamayan devlet otoritesi, gün gelir, suçluların hukukuna boyun eğmek zorunda kalır."

Yalçın Bayer 16-KASIM-2008 Hürriyet G.Z.T
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bunun bir yaptırımı olmalıdır!!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUVAYİ MİLLİYE İZMİR :: İlk kategoriniz :: GÜNDEM GÜNCEL-
Buraya geçin: