KUVAYİ MİLLİYE İZMİR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KUVAYİ MİLLİYE İZMİR

YENİDEN KUVAYİ MİLLİYE RUHU hareketine gönül veren destekçilerin paylaşım platformu gönüllü grubudur
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Anayasa nerelerine battı...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: Anayasa nerelerine battı...   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeCuma Kas. 14, 2008 7:50 pm

bcoskun@hurriyet.com.tr

Anayasa nerelerine battı...


ANAYASA’nın "değiştirilemez" hükümleri bu arkadaşları niye rahatsız etti, anlamıyorum:

"Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir.

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ****** milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde 3: Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı ’İstiklal Marşı’dır.

Başkenti Ankara’dır.

Madde 4: Anayasa’nın (1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri) değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."

(.........)

Bu maddeler niye batıyor bunlara?..

Hangisine karşılar; devletin şekli Cumhuriyet’e mi, ****** milliyetçiliğine mi, laik ve sosyal devlet oluşuna mı, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne mi, al bayrağına mı?..

Nedir dertleri?..

Niçin?..

*

AKP’nin Anayasa tasarısını Türk milletinden önce gidip ABD’ye anlatan Bilkent Üniversitesi’nin Prof. Ergun Özbudun’u... Anayasa Mahkemesi’nin "iktisatçı" Başkanı Haşim Kılıç ve diğerleri... Bilkent Üniversitesi’nde "Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerini" bir sempozyumla tartışmaya açtılar...

Durup dururken niye?...

Tabii ki biz anlıyoruz; amaç AKP’nin yolunu açmak...

Karşı devrimin önündeki engelleri kaldırmak...

Cumhuriyet’i tepeden tırnağa kuşattılar, ama kimi sorunlar çıkıyor, kimi engeller var...

O engelleri temizlemek amaç...

Bu kadar...

*

Ama Cumhuriyet’in sahipleri buna izin vermezler...

29 Ekim’de, 10 Kasım’da, Cumhuriyet ve ****** adının geçtiği her Allah’ın gününde; meydanlara, caddelere, Anıtkabir’e, televizyonların ekranlarına, gazetelerin sayfalarına sığmayan milyonlar var, milyonlar...

Onlar çağdaşlık-aydınlık umutlarını geri istiyorlar.

Hálá laik Cumhuriyet’i tekmelemek isteyenlerin başına dünyayı yıkarlar...

Dünyayı...
14-11-2008 Bekir Coşkun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: Geri: Anayasa nerelerine battı...   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeCuma Kas. 14, 2008 8:29 pm

Sayın Kılınç ilk önce başında bulunduğu kuruma saygı gösterecektir sonra bu maddelerin oluşmasında verilen mucadeleri, akıtılan kanları Lozanı unutmamalıdır halen daha bu Vatanı Cumhuriyet'i Bayrağının sonsuza kadar dalgalanması için hayatlarını feda eden Şehitlerimize saygı gösterecektir.
Tepkiler gelldikden sonra ben o ilk 4 maddeyi kastetmedim diyeceksede pek inandırıcı olmayacaktır.
Çünkü konuşmayı yapan sayın Kılınç okumuş birisidir Maddeleri söyleyerk su falan maddelerin tartısılması gerkir diyebilecek bilgiye sahipdir kanımca.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: ANAYASA BİRİLERİNE FENA HALDE BATMIŞ!   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:05 pm

Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Anayasası, DEVLETİMİZİN KURULUŞU SIRASINDA KİMLERE BATMIŞSA, BUGÜN DE AYNI KİŞİLERE, AYNI ŞER ODAKLARINA VE AYNI SÖMÜRÜCÜ POLİTİKALARI YÜRÜTENLERE BATMAYA DEVAM ETMEKTEDİR. VE BUNDA ŞAŞILACAK BİR ŞEY YOKTUR, SÜREKLİ TEKRARLANAN SENARYOLAR HABİRE YENİ VERSİYONLARIYLA, HABİRE GÖSTERİME GİRMEKTEDİR.

YENİÇAĞ GAZETESİNDEN, SAYIN AHMET GÜRSOY, BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISINDA
ANAYASANIN KİMLERE NİÇİN BATTIĞINI ÇOK GÜZEL AÇIKLAMAKTADIR.

ALINTI:

Anayasa, kendini yok etme yetkisi veriyor mu?

Türkiye’de Anayasa Mahkemesi Başkanı dâhil pek çok kimse “fikir hürriyeti, bilimsellik ve demokrasi adına” Türkiye’nin dokunulmazlarını tartışmak istiyor. Bir taraftan anayasaya aykırı diye parti kapatma davalarını yürüten Anayasa Mahkemesi Başkanı, öte yandan kurumsal varlık sebebi olan kurucu iktidarın/anayasanın temelini sorgulamak istiyorsa benim aklıma, “arkadaş devletimiz bizim bilemediğimiz gizli bir karar aldı ve federatif yönetime mi karar verdi yoksa” gibi sorular geliyor. Eğer derinlerde bir yerde birileri Türkiye’nin üniter varlığından vazgeçmediyse anayasanın verdiği meşru gücü/yetkiyi, dolayısı ile imtiyazı, anayasaya sadakat yerine ortadan kaldırmaya yönelik kullanmanın anlamı nedir?
Evet bir kere daha soruyoruz: Nedir?
İçe dönelim ve son gelişen politik havayı gözden geçirelim.
Hatırlayın.
İktidardakiler “Kürt realitesini” tanıdıklarını açıkladıktan sonra, “dağa mı çıksınlar” denilerek, sokaklarda boy göstermelerine, parlamentoya girmelerine izin verilen bölücüler, Türkiye’nin sokaklarını “realiteyi tanıdık” diyen başbakana bile geçilmez hale getiren süreci başlatıyor. Derken, içeriden tanıdık biri “Mustafa” diye bir belgesel çekiyor. Gösterime girdiğinde bizden sayanların çoğu şaşırıyor. Çünkü içimizden biri sanılan adam, “tabuları yıkmakla” kendini görevlendirmiş ve dolayısı ile yıkıma en başından başlayarak Mustafa ile siyasal ortama psikolojik zemin hazırlığına koyulmuş.
Arkadaşın yıktığı tabulardan anlıyoruz ki, meğer Mustafa Kemal ******, Türkiye’yi tam da terörist başının istediği gibi iki milletli bir federasyon olarak düşünmüş de her ne olduysa bunu yapmamış.
Madem durum böyle, öyle ise belgeseldeki gibi bir ******çülük yaparak üniter yapıyı gözden geçirmek lazım.
Bunun yolu belli.
Hemen anayasanın o dokunulmazlarını gözden geçirmek.
Federasyona engel olanları konuşup, bilim, demokrasi, insanlık falan filan diyerek halka yumuşatıp yumuşatıp sunmak gerektir.
Bu gelişim çizgisinin ilk mesajını, geçen ay kutladığımız Cumhuriyet bayramı sırasında TBMM’de dağıtılan bölücübaşına ait olduğu söylenen kitapçıktı. Kitapçık, şu an şu sıra dokunulmaz sayılan anayasa maddelerinin dokunulması gerektiğine işaret ediyor.
Federasyon istiyor.
Demokrasi, demokrasi dediklerinin açılımı bu.
İçinde bulunduğumuz sürecin yönetilmesi bakımından Tayyip Erdoğan’ı Genelkurmay’ın üst üste bilgilendirmek için bizzat Başbakanlık toplantı salonunu seçmesinin bu gelişmelerle doğrudan ilişkisi var elbet. Hatta BOP Eşbaşkanı olduğunu bizzat kendi ağzından açıklayan Başbakan’ın son zamanlarda birden bire vatan millet meselelerine vurgu yapmasının temelinde de gene bu gelişmeler var.
Başbakan’ın en yakın danışmanı ve genel başkanlık yetkileri ile donatılmış Dengir Mir Mehmet Fırat ile bir yol ayrımına gelmesinin temelinde de yine aynı sorunun politik alana yansıyan izleri var.
“Kürt realitesini tanıdıktan” birkaç yıl sonra Tunceli, Diyarbakır, Van ve Hakkâri’ye olağanüstü güvenlik sarmalında ancak gidebilen birinin yüzde 50 oy aldığı seçmene ulaşamaz duruma gelmesi, üstelik de iktidar gücüne rağmen zorlanması kabul edilebilir durum değildir.
Demek ki terör yandaşlarının siyasal özgürlükleri alması, devlet ve toplumla uyumlu hale gelmelerine yetmiyor. Yetmediği içindir ki, çocuklar siyasal araç olarak kullanılıyor, suçluluk 18 yaşın altına indirilerek, sokaklar yaşanmaz hale getiriliyor.
DTP’nin güvensiz bölgeler oluşturarak, ülkenin kamu düzenini böylesine karmaşaya dönüştürmesi, beraberinde büyük toplumun/halkın çaresizleşmesini, bu çaresizleşme ve bıkma, anayasanın değiştirilemez maddelerinin sorgulanmasını doğurmamalıdır. Durum bu noktaya vardırıldığında Türkiye yenilmiş demektir ki, tarihte teröre yenilen bir ülke olur.
Anayasanın verdiği güçten, anayasayı ortadan kaldırmak yetkisi çıkmaz.


En son KANUNİ tarafından C.tesi Kas. 15, 2008 10:35 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: BİLMEYENLER İÇİN ANAYASAMIZIN İLK DÖRT MADDESİ:   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:19 pm

A) MADDE BAŞLIKLARI:


I. Devletin şekli

MADDE 1.– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ****** milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4.– Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: Geri: Anayasa nerelerine battı...   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:28 pm

[II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, ****** milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

DEĞİŞTİRİLEMEZ OLAN BU 2. MADDENİN AÇIK VE NET OLARAK ATIFTA BULUNDUĞU "BAŞLANGIÇTA BELİRTİLEN TEMEL İLKELERE BAĞLI" İFADESİYLE DE 1982 ANAYASASININ EN BAŞINDA "BAŞLANGIÇ" BAŞLIĞIYLA BELİRTİLEN KISMINA İŞARET EDİLMİŞTİR.

1982 ANAYASASI

BAŞLANGIÇ (Değişik: 23.7.1995-4121/1 md.)

Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman ******’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;

Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;

Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;

(Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, ****** milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;

Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;

Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;

FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,

TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KANUNİ
destekçi
destekçi



Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 14/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: Geri: Anayasa nerelerine battı...   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:30 pm

BAZI BAŞKANLAR, İKTİSATLA UĞRAŞIRKEN, BELKİ BU MADDELERİ OKUMAYI GÖZDEN KAÇIRMIŞLARDIR DİYE, HATIRLATMA GEREĞİ HİSSETTİM.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

Anayasa nerelerine battı... Empty
MesajKonu: Geri: Anayasa nerelerine battı...   Anayasa nerelerine battı... I_icon_minitimePtsi Kas. 17, 2008 12:21 am

MHP, yerel seçimlerde AKP ile işbirliği yapmalı!

Şaşırdınız mı? Hemen herkesin, iktidar partisine karşı tüm partileri seçim işbirliğine davet ettiği bir dönemde, bu öneri çok mu saçma geldi size?

Oysa bana göre son derece doğal bir talep bu...

Çünkü ben, ikiyüzlü siyasetten, riyakâr siyasetçi tipinden bıktım, usandım...

İstediğiniz kadar “MHP ile CHP anlaşsın” diye tutturun hiçbir konuda anlaşamayan bu iki partinin seçim işbirliği kime, ne yarar sağlar?

Yoksa Türkiye’nin bu günleri yaşamasında belki de en büyük sorumluluğun sözde “DSP-MHP-ANAP Koalisyonu”nda olduğunu da mı unuttunuz?

Gerek iç, gerekse dış politikada tek bir ortak noktaları bile bulunmayan partilerin işbirliği yapmalarının hiçbir hayır getirmediğini ve getiremeyeceğini öğrenemediniz mi?

Gerçekçi olalım bugünkü MHP’ye bakın ve söyleyin AKP’ye mi daha yakın, CHP’ye mi?

Ya da soruyu daha da somutlaştırarak sorayım:

Muhalefet partisi MHP, Meclis çatısı altında ana muhalefetteki CHP’yle mi daha fazla işbirliği yaptı, iktidardaki AKP’yle mi?

Cumhurbaşkanı seçiminde hangisinin yanında yer aldı?

Türban konusunda, hangisiyle uzlaştı?

Anayasa’yı değiştirmek için hangisiyle ortak hareket etti?

Ve Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlamak için, hangisine çağrıda bulundu?

AKP’yle MHP arasındaki tek fark, birinin “ümmetçi”, diğerinin “milliyetçi” olmasıydı...

Son günlerde yaşanan gelişmeler gösteriyor ki AKP, “milliyetçi” söylemlere (biraz da oy kaygısıyla) en az MHP kadar sarılabiliyor...

MHP gibi “Ya sev, ya terk et” demiyorlar ama...

Rahatlıkla, “Bu ülkeyi sevmeyenler kendilerine başka bir ülke bulsunlar” diyebiliyorlar...

Tarikatlarla ilişkiler konusunda, birbirleriyle yarışıyorlar...

Peki farkları ne?

Kalmadı!

Oysa iktidara karşı işbirliği yapmaları istenen CHP’yle MHP’nin arasında en temel politikalarda bile dağlar kadar fark var...

Bu yüzden sırf seçimlerde AKP’yi yaralamak amacıyla gerçekleşebilecek “göstermelik” bir işbirliği, iki partiye de yaramaz...

Hem dürüstlüklerini yitirirler hem de bize yine boş yere vakit kaybettirmiş olurlar...

İşte bu yüzden diyorum ki MHP, bir zamanlar Necmettin Erbakan’ın partileriyle nasıl seçim birlikteliğine gittiyse, bu kez de AKP’yi ikna etmeli...

Üç-beş il, otuz-kırk ilçede kendi adaylarının seçtirilmesi kaydıyla, özellikle büyük illerde aday göstermemeli!

CHP de bu sayede aklını başına toplayarak, kendi birikimine, kültürüne ve gücüne daha fazla sahip çıkmalı...

Bunlardan oy kapma yarışına girip, kendi seçmenine ihanet etmemeli...

Örneğin “kara çarşaflı kadınlar”dan, tarikatlardan medet ummamalı!

Eğer siyasette bu netleşmeyi ve şeffaflaşmayı sağlayabilirsek, bir adım olsun yol alabileceğiz...

Yoksa... Yine akıntıya kürek çekip duracağız!


*****

GÜNÜN SORUSU


Korkut Özal, Turgut Özal’ın en büyük hayalinin Türkiye’nin ismini “Anadolu” olarak değiştirmek olduğunu öne sürmüş...

Sakın bu hayal, Korkut Bey’in hayali olmasın?


*****

En son ne zaman yurt dışına gittiler?

CHP Genel Başkanı Deniz ******’dan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den söz ediyorum...

Hani yukarıdaki yazıda CHP’yle MHP’nin hiçbir konuda benzerlikleri olmadığını söyledim ya...

Aslında “tembel siyaset” konusunda büyük benzerlikleri var!

İkisi de sadece “salı siyasetçiliği” yapıyor...

İkisi de sadece Genel Merkez’e gidip, yakın çevreleriyle “siyasetçilik” oynuyor.

İkisi de kendi tabanlarıyla ilişki kurmuyor...

İkisi de Anadolu’yu seçimden seçime dolaşıyor.

İkisi de proje üretmiyor, ürettirmiyor.

İkisi de kendilerini geliştirip, yenilemiyor!

İkisi de dünyayı peşlerinden koşturacaklarına, dünyanın peşinden bile koşmuyor!

İkisi de uluslararası arenada güçlü ilişkiler kurma ihtiyacı hissetmiyor.

İkisi de ne yurt dışına gidiyor, ne de yurt dışından misafir kabul ediyor.

Yukarıdaki yazı için özür diliyorum...

Aslında MHP ile CHP, bu liderlerle tam da tencereyle kapak gibi!

Mutlaka işbirliği yapmalılar!

Mustafa MUTLU Vatav G.Z.T


*****
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Anayasa nerelerine battı...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUVAYİ MİLLİYE İZMİR :: İlk kategoriniz :: GÜNDEM GÜNCEL-
Buraya geçin: