KUVAYİ MİLLİYE İZMİR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KUVAYİ MİLLİYE İZMİR

YENİDEN KUVAYİ MİLLİYE RUHU hareketine gönül veren destekçilerin paylaşım platformu gönüllü grubudur
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. Empty
MesajKonu: OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR.   OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. I_icon_minitimeCuma Kas. 21, 2008 9:30 pm

İkinci Dünya Savası sırasında rahmetli İsmet İnönü, "Zor durumdayız, herkes nikah yüzüklerini versin" der.
İnsanların durumu bu güne göre onlarca defa daha kötü; insanlar mısır saplarının öğütülmesinden yapılmış ekmekleri karneyle alabiliyorlar, şeker yok, un yok... Koca bir ülke... Herkes çıkarır nikah yüzüğünü, ülkesi için verir.
Bugün deseler ki ülke batıyor (ki batıyor)
Çünkü yurdumuzu artık sevmiyoruz.
Hepimizin kalplerinden yurt sevğisini ufak ufak, parça parça aldılar.
Ben artık ne alaçaksam alayım Türkiye'de üretilmişini seçmeye çalışıyorum.
Küçük bir adım ama, belki işçinin maaşını kurtarırım diye düşünüyorum.

Sahadakiler de Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek finale çıktıkları için normal olarak verilen inanılmaz yüksek primlerin dışında, fedorasyon başkanını "Bunlar da benden" diyerek verdiği ciplerin markasını beğenmeyip isyan etmişlerdi.
Cipleri Merceds markaya çevrilince kabul ettiler.
Cip markasını beğenmeyen adamlara "Bundan sonra prim yok" deyin, bakın kaçı Ülkesi için oynamaya gelecek.
TOBB Dünya kupasında finale çıkşalar da bir trilyon prim vercekti.
Ülkede fabrikalar batıyor, esnaf mahvolmuş; Odalar- Borsalar bir trilyon pirim veriyor.
Kimin parasını kime veriyorsunuz?
Her sene Çanakkaleye Şehitleri'nin anısına Avustralya ve Yeni Zelanda'dan onbinlerce insan tören içn Çanakkale'ye gelir.
O törenler bir avuç Türk katılır. Biz bu güzel yurdu sevmiyoruz.
Sevgimizi kalbimizden parça parça sezdirmeden aldılar.
(Oktay Sinan oğllu'nun bütün kitaplarını mutlaka okuyun, çok etkileyici)

1920'lerde; "Türk Övün, Çalış, Güven" denilen bir yurtda,
"Neyle övüneyim? Nerede çalışayım? Kime güveneyim?" diyecek duruma geldik.
Hiç birimiz işimizi iyi yapmıyoruz.
O yüzden ülke hukuksuz, sağlıksız ve eğitimsiz.
Hiç birimiz yurdumuzu hakettiği kadar sevmiyoruz.

Bu ülkeyi sevin yoksa;
"Her koyun kedi bacağından asılır" diye dişünürken yakında hepsi kendi bacağından asılmış koyunlarla dolu bir mezbaha olacağız. Ve insanlar bizi en fazla üç saniye bir MTV klibinde görecekler, Amarikan bayrağından yapılmış bir bikiniyle danseden kızların arka fonunda...Nuretinin notu: Kitabın içinden bir bölümü sizlerle paylaştım.
OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. Su_hortumlu_dunyada_fil_yal

Açıklama:
İş yaşamı üzerine çarpıcı görüşleriyle tanıdığımız Ahmet Şerif İzgören, bu kitapta daha genel bir yaklaşımla, hayatın her dalında başarı ve mutluluğa giden yola ışık tutuyor. Bazen kahkahalarla gülecek, bazen hüzünlenecek, çokça düşünecek ve bu kitaptan çok keyif alacaksınız. Hayatınızı tekrar gözden geçirmek için 3 saat ayırın ve bu kitabı okuyun.

İzgören Kimdir?
Ahmet Şerif İzgören 1965 yılında İzmir’de doğdu. 1983 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı. 1991 yılında ordudan istifa etti. Aynı yıl Ankara Üniversitesi TÖMER Bursa Şubesi’ni kurdu ve bu şubenin müdürü olarak dört yıl görev yaptı. Bu dönemde, Bursa’nın ilk kültür merkezini açtı. Türkiye’nin tek çeviri dergisini çıkarttı. On altı tiyatro, müzik, resim kulübünün fahri başkanlığını yaptı. 1995 yılında özel sektöre transfer oldu; iki ayrı firmada genel müdürlük yaptı. 1996 yılında AIESEC Yüksek Danışmanlar Konseyi Üyesi olarak hizmette bulundu.

İngiltere (Sunley Management Center) ve Türkiye’de zaman yönetimi, finans, liderlik, beden dili, işletme yönetimi ve yönetim modelleri, satış ve pazarlama, iletişim, şirket fonksiyonları, karar alma teknikleri, stres yönetimi, motivasyon, yaratıcı liderlik, benchmarking vb. konularda birçok seminere katıldı ve eğitim aldı. Daha sonra bu alanlarda yurt içinde ve yurt dışında eğitimler verdi. Liderlik, takım çalışması, yönetim ve iletişim alanında yurt dışı da dâhil olmak üzere birçok üniversite ve platformda 500’ü aşkın seminer verdi. Hâlen bu konularda Türk ve yabancı birçok kuruluşa, eğitim ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

İzgören çalıştığı kurumlarda değişim yaratması ve sistem oluşturmasıyla tanındı.

Kurucusu olduğu Academy International / İzgörenAkın Eğitim ve Danışmanlık firmasının 1996’dan beri; ELMA Yayınevi’nin (Akademi Artı Yayıncılık AŞ) 1999’dan beri Yönetim Kurulu Başkanlığı görevindedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nurettin
nefer
nefer
Nurettin


Mesaj Sayısı : 74
Kayıt tarihi : 11/11/08

OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. Empty
MesajKonu: Geri: OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR.   OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. I_icon_minitimeC.tesi Kas. 22, 2008 1:32 am

Avrupa macaramız nasıl başladı?AKP büyük bir projeyle iktidarageldi. Avrupa ayagakaltı, 'Bak ne güzel ,artık anlaşcağımız adamlar var' dedi.
Bu proje Bürüksel'e, 17 Aralık'a kadar gitti. sonra bizimkiler uçuyordu, kaçıyordu, demokrasiydi, laiklikti, özgürlüktü derken tıs... Sonunda bütün müzakereler geldi; Ermenistan, Irak, Kıprıs, azınlıklar, limanların açılması benzeri dayatmalar listesinde dayandı.
Orada tıkalı kaldı. İlk günler uçan Tayyip Erdoğan bile tavır koydu. İmzaladıkları metni geldiler, burada reddettiler.
Bunlar oldu. Avrupa'dan akılı başında profesörler geliyor, Gelin, girebilirsiniz, muzakarelere yedin başlayalım' diyorlar yine aynı daytmaları önümüze koyarak...
Aynı filmi niye çevirecegiz, Türkiye'de değişen ne? Demek ki 4 yıl daha bir yalanın peşinde gideceğiz.
Boşuna 4 yıl oynadık, şimdi 5 yıl daha niye boşuna oynayacağız?

AKP iktidarının ciddi bir politikasının olmazı lazım...Bu ülkenin enerjisi buraya harcanmasın.
Karslı adam gzozunu açacak, gidip AB'ye mi danışacak? Daha ne gidiyorsun? Burada AB yine AKP'yi bir şamar oğlanı gibi kullanaçak.
Muhtemeldir ki Vatikan'dan, Fener Patriği'nden, Ermeni lobilerinden akil adamları toplanmış Türkiye'yİ sıkştırmaya çalışıyorlar.
Yunanlıların başka politikası yok. Avrupa Birliğ'nin değerlerini anlmak ,için AB'ye siyasi olarak bağlanmak zorundamıyız?
Biz siyasi olarak AKP'ye bağlanmak istiyoruz. Yüzde 47 var ortada, halkımıza bağlanmak istiyoruz. Artık yönetin bu ülkeyi. Brüksel'e neden gideceksiniz?

Erzurum'da bulgur pilavı yiyen adam 'Yanında soğan kırayım mı?' diye gidip Brüksel'e mi soracak? Ne kadar özgürlük varsa 301'de dahil, hepsini getirin ve çıkartın.
Bütün bunları çıkarma hakkınız varken daha nerye gideceksiniz?
Sizin milli bir kimlğiniz, milli bir iradeniz yok mu? Bu, Özal'ın formülüdür.
Baktı ki bu ülkeden bir şey çıkaramayacağını, bu ülkeye bir ütopya;AB diye bir rüya soktu, öyle de gidiyor.
14-15 yaşındaki bir kızın yaramazlıklarına dayanamayan bir adm, 'Bunu verlim de gitsin' demesi gibi.
Yahu nerye veriyorsunuz? Bizim İkinci Cumhuriyetçi dediğimiz insanlarda da düşük bir zeka var.
İşte evrensel değerler...Tamam, bunları alaım. Neymiş bunlar? Burada bir tabu var.
Burada bir psikopatlık var. Dünya, Avrupa gibi olmak zorunda değildir.
Avrupa'da herkesin evinde doğalgazı var, arabası var.Buna dünya müsait değildir.
Sadece Hindistan'da herkesin evi, arabası olacak dediğin zaman dünyadaki taşlar da yetmiyo
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye, Amarika'nın da desteğiyle PKK sorunu, 30 yıllık bu belayı bitirecek' deniliyor.
Yerim ben ABD'nin desteğini... ABD'nin desteği mutlaka tartışılmalıdır.
Bir mucadele, bir kavga var ve ABD'de bu durumdan nemalanmaya çalışıyor.
Irak Savaşı'nda ABD bize posta koymuştu, şimdi o günler geride kaldı gibi laflar ediliyor.
'Eski şeyler pürüz oluşturmuyor' diyenler eski günlerde bizi dövüyorlardı.
Bu literatür can sıkıcı. ABD'nin desteği, yardımı gibi bir literatür de eski günlerden, 'kucağa oturma' literatüründen kalmadır.
ABD'nin desteği falan yok.( kitaptan alıntılar NURETTİN)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kitabın tanıtım yazısı (Alıntı)
Bu insanların başında kubbe yok. Allah ile aralarına birileri girmiş. Bir duvar çekmiş, onları labirentlere almışlar. Tabiatın ırzına geçilirken, nükleer bombalar dünyamıza tehdit oluştururken, nerede bilim adamları, aydınlar?

Eskiden belediyelerde kadrolu fareler vardı. Rögarlar sıkıştığında bu kemirici fareleri kanalların içini kemire kemire açsınlar diye atarlardı oraya. Rögar fareleriydi bunlar. Şimdi aydınlarımız, AKP hükümetinin başına bir sıkıntı geldiği zaman köşelerden rögarlara atılan fareler gibiler... AKP'nin, inşaat şirketlerinin, altın şirketlerinin, nükleercilerin önünü açmak üzere görev üstlenip Amerika'nın, iktidarın rögar fareleri oluyorlar... Bu rögar farelerinin şöyle dönüp de göğe, şu sonsuz semaya bir baktıkları yok.

Bu topraklarda istediğimiz, altına gireceğimiz küçük bir kubbedir... Biz, bu ülkenin altınlarını değil, ağaçlarının gölgesini sevdik. Hafız'ın lafıdır; 'Rüzgâr geçtiği yerlerin kokusunu taşır...' Herkes bulunduğu yerin kokusunu taşır... Gökkubbenin veya rögarların...

YAZAR. NİHAT GENÇ. VERYANSINOKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR. Kywwid
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» OKUDUGUMUZ TAVSİYE ETTİĞİMİZ KİTAPLAR.
» T.C.-TİM.COM HABERLER SİTESİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUVAYİ MİLLİYE İZMİR :: İlk kategoriniz :: SANAT-
Buraya geçin: